Quantcast
Channel: Rizgari Online - Kurdish News
Viewing all 16522 articles
Browse latest View live

Silah ticareti zirve yapıyor

$
0
0
<img hspace="" alt="" align="left" src="http://rizgari.com/images/wenenuce/silah-ticareti-zirve-yapiyor.jpg" width="135" height="95"/><b>Manlio Dinucci</b> / Savaş aynı zamanda, ticari faaliyetlerin en karlısı olanıdır. Erbabının en fazla kar ettiği zaman, savaşın olduğu dönemdir. Ne yazık ki, serbest girişimcilik konusunda sicili en parlak ülkeler savaş halindeler. Bu kez, yağmalanmak üzere Irak ve Suriye seçildiler.Amerika Birleşik Devletleri (ABD) askeri güçlerinin Irak ve Afganistan&#8217;da çekilmeleri üzerinden yaklaşık olarak bir yıl geçmişken, ABD askeri sanayi büyük şirketleri hissedarları, başka ülkelerin savaş halinde olmasından büyük kar elde etme geleceğini karanlık görüyorlar. Ancak bu sıralarda, Suriye ve Irak&#8217;ta devam eden Pentagon askeri operasyonları ve gelecekte Rusya ile savaşa girme ihtimali karşısında, kar etme beklentisi içinde olan savunma sanayi firmaları ufukta parlak ışık görmeye başladılar. <br /> <br /> Suriye&#8217;ye ilk hava saldırı operasyonu düzenlendiği tarih olan 23 Eylül günü, ABD&#8217;ye ait iki savaş gemisinden, her biri 1,4 milyon dolar maliyetinde, İslam emirliği (IŞİD) organizasyonu kontrolünde olduğu gerekçesiyle, Suriye&#8217;nin petrol çıkarma ve diğer sanayi tesislerine 47 adet <i>Tomahavk</i> füzesi atıldı. <i>Tomahavk</i> füzesi üreticisi firma, bu saldırılardan birkaç gün sonra başka füzeleri de tedarik etmek üzere 251 milyon dolar tutarından ilave sözleşme imzaladı ve hisselerinde % 4 oranında artış oldu. Oysa aynı dönemde borsada işlem gören hisselerin genel endeksinde % 2 oranında düşüş kaydedilmişti. Pentagon ile iş yapan sektörün diğer büyük firmaları da benzer veya daha büyük artış oranları kaydettiler: Northrop Grumman % + 4, Gneral Dynamics % + 5. Savunma şirketi General Atomics&#8217;in <i>Reaper</i> İnsansız Hava Araçlarının (İHA) kullandığı <i>Hellfere</i> füzeleri üreten Lockheed Martin firması hisse senetleri % 9,5 gibi rekor bir oranda artış kaydetti. Lockheed firması 18 Ekim&#8217;de, yüksek manevra kabiliyetli ve sığ sularda seyir kapasitesine sahip, düşman ülke sahillerine yanaşarak, kara sahanlığı derinliklerine kadar saldırı düzenleyebilme özelliği bulunan Kıyı Muharebe Gemisinin (LCS) 7.sini piyasaya sundu. Kısa bir süre önce, Nisan ayında, Lockheed firması <i>F-35</i> avcı uçaklarının da iniş yapabileceği, <i>America</i> yeni sınıflandırmasıyla 10 adet amfibi hücum gemisinden ilki ABD Deniz Kuvvetlerine teslim edildi. <br /> <br /> Uzay savaşı ticari faaliyetleri cephesinde de harika haberler var. General Dynamics firması 10 Ekim&#8217;de, (dört adet yer istasyonundan birinin Niscemi&#8217;de bulunduğu) <i>Muos</i> Uydu Sistemiyle, Pasifikler üzerinde uçuş seyrini yapan bir uçak ve mevcut kapasiteden 10 kat daha fazla bir hızla ABD&#8217;ye ait bir askeri üs arasında iletişim bağlantısı sağlanabileceğini duyurdu. ABD Deniz Kuvvetleri 14 Ekim&#8217;de Lockheed firması, (74 adet savaş gemisi bulunduğu) <i>Spy -1</i> radarı ve <i>SM3</i> füze bataryası donanımlı ABD&#8217;nin büyüklük itibariyle ilk sırada yer alan Avrupa&#8217;daki füze «kalkanı» Romanya&#8217;da bulunan Deveselu üssünde <i>Aegis</i> silah sistemi tesisini kurdu (Polonya&#8217;daki üs ikincisi sırada yer alıyor) : Aegis Sistemi savunmaya yönelik değil, ancak, düşman ülkelerinden gelebilecek balistik füzelerini tespit edebilecek özellikte. Nükleer silahlarla saldırı amacı olmayan Romanya ve Polonya&#8217;daki füze tesisleri konusunda Pentagon&#8217;un sözünü dikkate alması gereken Rusya&#8217;ya açık bir referansla. <br /> <br /> Boeing firması tarafında üretilen X-37 B hava robot uçağı, 22 ay boyunca yörüngesinde kaldıktan sonra, 17 Ekim&#8217;de Kaliforniya&#8217;da bulunan Vandenberg üssünde yere indi. Yerden bir kumanda merkezi marifetiyle uzaya gönderilen bu uçak (9 metre uzunluğunda ve 5 ton ağırlığında), gerektiğinde bağımsız bir şekilde üssüne dönebilecek yapıda. Görevinin ne olduğu üst düzey bir sır olarak saklanıyor. Ancak, nükleer bir saldırı veya uzaydan nükleer silahların nakliyatı yapılma ihtimali karşısında, düşman uydularının önceden devre dışı bırakma amaçlı olduğunu düşünmek yönünde önemli veriler var. <br /> <br /> Obama yönetiminin askeri bütçeyi azaltma yoluna gitme sözünü boşa çıkartan Pentagon şöyle bir açıklama yaptı; &#8220;ABD&#8217;nin girme imkânı olmayan veya operasyon faaliyeti yapma özgürlüğü bulunmayan hava sahalarında etkisini gösterme gücünde olması gerekiyor. Askeri kapasitesi geniş bir donanımımız var&#8221;. <br /> <br /> Kamuya ait kasalardan yüz milyarlarca dolar alınarak, savaş sanayi patronları hesabına aktarılacak ve böylece cüzdanları şişmeye başlanacak. <br /> <br /> <b>Kaynak </b>: http://www.voltairenet.org/article185671.html<br /> <br /> <b>Çeviren: Nizamettin Karabenk </b>

ÖSO Komutanı: 200 kişi Kobanê’ye geçti!

$
0
0
<a href=http://rudaw.net/ContentFiles/76028Image1.jpg><img src=http://rudaw.net/ContentFiles/76028Image1.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Komutanı Abdulcebbar El-Akidi, YPG’yle işbirliği içinde 200 milisi bu sabah Rojava’nın Kobanê kentine gönderdiklerini belirtti.Özgür Kürdistan Bölgesi Pêşmerge Güçleri’nin Kobanê’ye geçmek üzere Bakur Bölgesine gelmesiyle Türklerin denetimindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı’nda hareketli saatler yaşanıyor.Rûdaw muhabiri Sangar Abdurrahman, dün gece saatlerinden bu yana sınır kapısında bekletilen ÖSO mensuplarından oluşan bir grubun bugün sabah saatlerinde Kobanê’ye geçiş yaptığı belirtti.Rûdaw’a konuşan Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) Komutanı Abdulcebbar El-Akidi, Kobanê’deki Kürd güçleriyle işbirliği içinde olduklarını ve bu sabah 200 ÖSO mensubunun Mürşitpınar Sınır Kapısı’ndan Kobanê kentine geçtiğini söyledi.<br /> <br /> Kobanê’ye daha fazla asker göndereceklerini söyleyen Komutan Abdulcebbar El-Akidi,“Kentteki askeri güçleri hareket ettirmek zorlaştı.Bundan dolayı şuan bununla yetiniyoruz” dedi.<br /> <br /> ÖSO mensuplarının elinde hafif ve orta silahlar olduğunu dile gertiren Abdulcebbar el-Akidi, kenti tamamen kurtarana kadar kobanê’den çekilmeyeceklerini ifade etti.<br /> <br /> Rûdaw’a konuşan Suriye Kürd Demokrat Partisi (El Parti) Politbüro Üyesi Gelo İsa ise,bilgiyi doğrulayarak, “Özgür Suriye Ordusu’dan (ÖSO) bir grup bugün sabah saatlerinde Rojava’nın Kobanê kentine geçti” dedi.<br /> <br /> 8 adet pikap türü araçla Kobanê’ye geçen 200 kişilk ÖSO grubuna dair YPG’nin önümüzdeki saatlerde açıklama yapması bekleniyor.<br /> <br /> Öte yandan, Erbil Havalimanı’ndan Riha Havaalanı’na iniş yapan 85 Pêşmergenin sınır kapısında bekletildiği bildirildi.<br /> <br /> Karayolundan silahlarıyla birlikte gelen 65 Pêşmergenin ise bugün Pirsûs’a gelmesi bekleniyor.<br /> <br /> Özgür Kürdistan Bölgesi Pêşmerge Güçleri, silahlarıyla birlikte bugün Kobanê’ye geçecek. <br />

Müslim: Ağır silah ve tanksavar bekliyoruz

$
0
0
<a href=http://rudaw.net/ContentFiles/76097Image1.jpg><img src=http://rudaw.net/ContentFiles/76097Image1.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Demokratik Birlik Parti (PYD) Eşbaşkanı Salih Müslim, Pêşmerge Güçleri’nin Kobanê’ye, uzun süredir talep ettikleri tanksavar ve IŞİD’in zırhlı araçlarına karşı kullanılacak silahları getirmesini beklediklerini vurguladı. Reuters’e konuşan Salih Müslim, Pêşmerge Güçleri’nin bugün geç saatlerde Kobanê’ye ulaşmasını beklediklerini, Pêşmergenin getirdiği silahların çoğunluğunun tanksavar ve zırhlı araçlara karşı kullanılacak silahlar olduğunu belirtti.Müslim, YPG’nin elindeki silahların özellikle tanklara karşı koymakta zorlandığını ancak yeni gelen silahların bu konuda kendilerine destek sağlayacağını ifade etti.<br /> <br /> PYD yönetimi tarafından yapılan açıklamalarda, Kobanê’de silah ve tanksavarlara ihtiyaç olduğu belirtilmişti.<br /> <br /> Kobanê´ye karayolundan ulaşacak ağır silahlı Pêşmerge e konvoyu, dün Xabur'dan Bakur Bölgesine girdi. <br /> <br /> Rudaw´ın haberine göre, Türk güvenlik güçlerinin denetiminde hareket eden konvoy “Silopi, Şırnak, Mardin, Kızıltepe, Viranşehir, Şanlıurfa, Suruç ve Mürşitpınar” güzergâhını izleyerek Kobanê´ye girecek.<br /> <br /> Ancak karşılama yapan grupların sevinç gösterileri ve kutlamaları nedeniyle sık sık önü kesilen konvoyun ilerleyişi ağır bir şekilde devam ediyor.<br />

Kürdler millet oluyor

$
0
0
<a href=http://rudaw.net/ContentFiles/76023Image1.jpg><img src=http://rudaw.net/ContentFiles/76023Image1.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kürd siyasi partileri, Pêşmergenin Kobanê’ye gidişi ile ilgili “Kürdler ilk defa millet oluyor. İnşallah bu Kürdler’in tüm parçalarda birlikte hareket etmesi için bir adım olur” şeklinde değerlendirildi. Özgür Kürdistan Bölgesi Pêşmerge Güçleri, Kobanê’ye geçmek üzere dün gece Xabur Sınır Kapısı’ndan Bakur Bölgesine geçti. Pêşmergenin yol güzergahı üzerinde toplanan binlerce kişi, “Bijî Kurd û Kurdistan” sloganları ile Pêşmergeyi uğurladı.Yaşananları Rudaw’a değerlendiren KDP Genel Başkan Yardımcısı Tahsin Sever,“Kürdler millet oluyor. İlk defa öyle bir hissiyatı pratik olarak hissediyoruz” dedi.<br /> <br /> Kürdler’in ilk defa bir parçada kendini yönetiyorken, başka bir parçaya silahlı güç gönderdiğine dikkat çeken Sever, “Bunun Kürd halkı içindeki karşılığı, tarih yazmaktır“ ifadelerini kullandı.<br /> <br /> Kürdler’in tarihi bir süreçten geçtiğinin altını çizen Sever, şunları söyledi: “Bundan sonra ya Kürdler hep beraber hareket edecek ya da çizilen kaderlerine razı olacak. Bu bir var olma, yok olma mücadelesidir. Tarihi fırsatlar bazen hayırsız olaylarla ortaya çıkar, ama Kürtler bunu tersine çevirecek.” <br /> <br /> Rudaw’a konuşan Hak-Par Genel Başkanı Fehmi Demir ise, Pêşmergenin Kobanê’ye gidişinin, Kürdler’in birlikte hareket etmesi için önemli bir adım olacağını söyledi.<br /> <br /> Demir, Türkiye, İran, Irak ve Suriye’de yaşayan Kürdler’in artık birbirinin sorunlarına duyarsız kalmayacağına dikkat çekerek,“Türk hükümeti, diğer ülkelerin hükümetleri de bunu görmeli. Kürt sorununu çözerken de bunu göz önüne almalıdır” diye konuştu.<br /> Rudaw’a konuşan bir başka isim Türkiye Kürdistan Demokrat Partisi'nin (TKDP) Genel Başkanı Mehmet Emin Kardaş oldu.<br /> <br /> Mehmet Emin Kardaş, Pêşmergelerin Bakur Bölgesine girişiyle iligili duygularını şu cümlelerle aktardı:“Ne hissettiğimi kelimelerle anlatamam. Şuan Nusaybin’deyiz, yol boyunca insanlar Pêşmergeyi uğurlamak için geldi. Davul, zurna çalıp, halaylar çekiliyor. İnsanların bir ellerinde BDP, KDP bayrakları diğer ellerinde Kürdistan bayrakları var. Kürdistan ordusu, ilk defa başka bir parçaya asker taşıyor. Bundan daha onur verici bir şey olabilir mi? İnşallah bu Bağımsız Kürdistan’a doğru bir adım olur.”<br />

Pêşmerge birliği Mêrdîn’de büyük çoşkuyla karşılandı

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/pesmergeler-mardin-de-sevgi-gosterileriyle-karsilandi.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/pesmergeler-mardin-de-sevgi-gosterileriyle-karsilandi.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kobanê&#8217;ye giden Pêşmerge birliği konvoyunu Mêrdîn&#8217;in Qoser ve Nisêbîn ilçelerinde onbinler karşıladı. Konvoya çok sayıda sivil araç da eşlik etti.IŞİD saldırıları altındaki Kobanê&#8217;ye destek amacıyla giden Pêşmerge güçleri, Şirnex&#8217;ın Girgê Amo ve Cîzra Botan ilçelerinin ardından Mêrdîn&#8217;in Nisêbîn ve Qoser e ilçelerinde de büyük coşku ile karşılandı. Türk polis ve jandarma ekiplerinin güvenlik önlemleri altında Qoser ve Nisêbîn&#8217;e ulaşan 50 araçlık Pêşmerge konvoyuna çok sayıda sivil aracında eşlik ettiği gözlendi.Konvoyun, Wêranşar üzerinden Pirsûs&#8217;a, buradan da &#8220;Mürşitpınar&#8221; Sınır Kapısı&#8217;ndan Kobanê kentine ulaşması bekleniyor.<br /> <br /> BasNews´in haberine göre, bu arada dün gece Erbil&#8217;den özel uçakla &#8220;Urfa GAP Havaalanı&#8221;na gelen Pêşmergelerin de Pirsûs ilçesindeki sınıra yakın bir bölgede karayoluyla gelecek olan konvoyu beklediği kaydedildi.<br /> <br /> <iframe width="854" height="510" src="//www.youtube.com/embed/-IAC43RIPes" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><br />

N.Barzanî: Piştevaniya Kobaniyê dê bidome

$
0
0
<img hspace="" alt="" align="left" src="http://rizgari.com/images/wenenuce/n-barzani-tc-ye-tesekkur-etti.jpg" width="145" height="85"/>Nêçîrvan Barzanî serokwezîrê herêma Kurdistanê, îro roja çarşemiyê 29.10.2014ê li bajarê Hewlêrê digel komîteya aliyên siyasiyên Kurdistanê ku, nûneratiya 42 partî û rêxistinên siyasiyên her çar parçeyên Kurdistanê dikin, kir û çend mijarên giringên rojeva Kurdistanê gotûbêj kirin.Di civînê de, komîteya aliyên siyasiyên Kurdistanê behsa armanca pêkanîna komîteyê kir û got ku, armanc ji pêkanîna komîteya aliyên siyasiyên kurdistanî ji bo xurtkirina yekrêziya navbera aliyên kurdistanî ye û behsa dîdar û civînên xwe yên digel serokatiya herêma Kurdistanê, serokatiya parlamentoya Kurdistanê û nûneratiya Neteweyên Yekgirtî kir û îşaret bi kar û çalakiyên ji bo piştevaniya Kobanî kirine kir. <br><br> Rêkftina aliyên siyasiyên Rojavayê Kurdistanê bi pêngaveke dîrokî wesif kir û rola Mesûd Barzanî serokê herêma Kurdistanê ji bo lihevnêzîkirina hemû aliyan û serperiştîkirina rêkeftina navborî bilind nirxand û hêvî kir ku, ev pêngav bibe hokarê sazkirina kongreya neteweyî. <br><br> Komîteyê daxwaz kir ku, hikûmeta herêma Kurdistanê biryara parlamentoya Kurdistanê ya di warê bi fermî miamile kirin digel îradeya Rojavayê Kurdistanê cîbicî bike û rê ji kantonên Rojavayê Kurdistanê re bide nûneratiyên xwe li herêma Kurdistanê vekin, herwesa daxwaz kir ku, serokwezîr roka xwe di xurtkirina yekrêziya hemû aliyan û piştgiriya Rojavayê Kurdistanê de bilîze. Çûna pêşmergeyê Kurdistanê bo Kobanî bi pêngaveke mezin a dîrokî wesif kir ku ew pêngav dê bibe hokarê xurtkirtina yekêtiya neteweyî û yekrêziya kurd û kurdistaniyan. <br><br> Nêçîrvan Barzanî serokwezîrê Kurdidstanê detxweşî li pêkanîna wê komîteyê kir û sipasiya însiyatîv û kar û çalakiyên wê kir. Serokwezîr hemû piştevanîya hikûmeta herêma Kurdistanê bo Kobanî nîşan da û got ku, şervanên kurd bi qaremanane berhingarî terorê bûne û berxwedana Kobanî ji bo kurd û hemû cîhanê cîyê şanaziyê ye. Barzanî hêvî kir ku, çûna pêşmergeyê Kurdistanê bo Kobanî bibe hokarê serkeftina yekcarî li Kobanî û tekîd kir ku, hikûmeta herêma Kurdistanê dê li ser piştevanîkirina serbazî û mirovî bo Kobanî berdewam be. <br><br> Serokwezîr got ku, her ji destpêka êrîşa terorîstan bo ser Kobanî, serokatiya herêma Kurdistanê û hikûmeta herêma Kurdistanê berdewam digel Amerîka û hevpeymanan di nav têkeliyan de bûn. <br><br> Serokwezîr Nêçîrvan Barzanî sipsiya Tirkiyeyê kir ku, rê ji pêşmerge re da biçe Kobanî. <i>krg</i>

Kurdên Bakur bi germî û bi ala Kurdistanê pêşwazî li Pêşmerge dikin

$
0
0
<img hspace="" alt="" align="left" src="http://rizgari.com/images/wenenuce/pesmerge-bi-ala-kurdistan-hate-pesvazikirin.jpg" width="145" height="85"/>Îro Hêzên Pêşmerge yên ku bi riya bejayî diçin Kobanê gehîştine bajarê Bakurê Kurdistanê Kurdên Bakurê Kurdistanê bi germî û kêfxweşyeke mezin pêşewazî li wan kirin.Ew Hêza Pêşmerge ya ku bi riya balafirê çûye Bakur li navendeke leşkerî li nêzîkî sînor e û niha çaverê gehiştina wê hêza bejayî dike ku bi hev re derbasî Kobanî bibin.<br /> <br /> Ew hêza bejayî ji aliyê kurdên bakurê Kurdistanê ve bi germî hatiye pêşwazîkirin.<br /> <br /> <iframe width="854" height="510" src="//www.youtube.com/embed/-IAC43RIPes" frameborder="0" allowfullscreen></iframe><br /> <br /> Gellek xelkê Bakurê Kurdistanê derketine pêşiya Hêzên Pêşmerge û pêşwaziyê li wan dikin. Herwiah xelk li Pirsûsê li kolanan li hêviya hatina wan in.<br /> <br /> Herwiha hat ragihandin ku vê êvarê Ew hêza bejayî, niha gehîşt bajarê Wêranşarê û ji aliyê kurdên wî bajarî ve bi germî û bi ala Kurdistanê tên pêşwazîkirin.<br /> <br /> Şervanên YPGê li Kobanî bi hatine Hêzên Pêşmerge pir dilxweş in û amadekariyan dikin bo derbasbûna Hêzên Pêşmerge. <br /> <i>kdpinfo</i>

2 dakikada Kürd tarihi

$
0
0
<img hspace="" alt="" align="left" src="http://rizgari.com/images/wenenuce/iki-dakikada-kurd-tarihi-kisa-film.jpg" width="95" height="120"/><b>Rizgarî Online / </b>İngiltere&#8217;de yaşayan &#8220;Dani Daren&#8221; ismiyle tanınan Kürd yazar ve yönetmen Helmet Salih, Beybun Film Yapım Şirketi&#8217;yle çektiği &#8220;Özgürlük İçin Savaşıyoruz&#8221; adlı kısa filmiyle 2 dakikada Kürd tarihini dünyaya tanıtmayı amaçlıyor.Kürd tarihinden kesitlerin yer aldığı filmde Med İmparatorluğu&#8217;ndan günümüze kadar gelen sürecin önemli kişi ve olayları öne çıkıyor.<br /> <br /> Rûdaw&#8217;a konuşan Dani Daren, &#8220;Kürdler için ne yapsak, cephede savaşan bir peşmergenin kanının bir damlası kadar olmaz&#8221; dedi.<br /> <br /> Genç yönetmen, şimdi de İngiltere&#8217;de Halepçe&#8217;yle ilgili bir film çekiyor.<br /> <br /> <iframe width="460" height="281" src="//www.youtube.com/embed/EU6nlLs9jWA" frameborder="0" allowfullscreen></iframe>

IŞİD savaşında da ilk kurban gerçekler oldu

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/yasemin-inceoglu-bas.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/yasemin-inceoglu-bas.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a> <b>Rizgarî Online/</b> ‘Arap Baharı’nın dünya gündemini meşgul ettiği aylarda sıkça tartışılan sosyal medya ve medyanın rolü, IŞİD’in küresel gündem olmasıyla birlikte yeniden tartışılmaya değer hale geldi. Medya ve sosyal medya üzerindeki etkin propagandasıyla bütün dünyada eleman topladığı bilinen IŞİD, dünyada medya dili ve algısı ile sosyal medyanın kullanılma amacının da yeniden ele alınmasını gündeme getirdi.BasHaber´in ilgili haberinde şunlar kaydedildi: "IŞİD’in hakim olduğu alanlarda bir nevi ‘Tanıksız savaş’ sürmekte ve orada görev yapan gazeteciler büyük tehlikelerle karşı karşıya kalmakta. Kafa kesme ve bilumum öldürme yöntemlerinin adeta bir ölüm pornosu haliyle yayınlanma alanı bulduğu sosyal medya ve medyanın IŞİD sonrası algısını Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesinde ders veren iletişim uzmanı Prof. Dr. Yasemin İnceoğlu ile konuştuk.Propagandanın, düşmana korku salmak ve reklam yapmak için eskiden beri kullanılan bir uygulama olduğunu ve IŞİD’in bunu yeni teknolojiye adapte ettiğini söyleyen İnceoğlu, IŞİD’in medya operasyonunda başarılı olduğunu ifade etti. İnceoğlu: “Biri, ABD ve müttefiklerini kışkırtmaya, diğeri de Ortadoğu dışında taraftar toplamaya yönelik propaganda ve aynı zamanda da psikolojik savaş yürütmeye yönelik. IŞİD bunu yaparken gelişmiş medya üretim tekniklerini, şiddet ve gaddarlık içeren yüksek kaliteli videoları vs. kullanıyor. Militanlar, kendilerini ellerinde kalaşnikof ve bıçaklar eşliğinde, gözlerini kameranın içine dikerek, zaman zaman bir metin okuyarak, ilahi hedeflerine ulaşan ‘kahramanlar’ havasında sunuyorlar” dedi. İnceoğlu, on yıl önce Usama bin Ladin’in propagandasını kendini filme alarak yaptığını ama IŞİD’in televizyona ihtiyacı olmadığını, katılımcı web 2.0’ın modern dilini kimilerini korkutma, kimilerine de esin kaynağı olma amacıyla kullandığını belirtti.<br /> <br /> <b> Propaganda videoları ‘reality show’ kıvamında </b><br /> <br /> Savaş dönemlerinde tarafların propagandalarını yaymak için kullandığı yöntemler çok eskilere dayanmakta ve bunu değişik şekilde yapmaktalar. 11 Eylül saldırıları sonrası, Ladin’in propagandasında kullandığı yöntemin, monoton ve pazarlama stratejisinden yoksun olduğu eleştirisi aldığını belirten İnceoğlu, IŞİD’in ise reality show kıvamında çok daha profesyonel ve hatta kimilerine göre ‘eğlenceli’ olabilmek için rehin videoları ürettiğini ifade etti. İnceoğlu örgütün yaydığı vahşetin gerçekliğini kurguya dönüştürmesi hakkında da şunları söyledi: “Ekranlardan Foley, Sotloff ve diğer rehinelerin ABD yönetimini suçlayan ve müdahale etmemeleri yönünde uyarılar yapan açıklamalarını hep beraberce izliyoruz. İngiliz gazeteci John Cantlie, iki yıldır IŞİD’in elinde tutsak, beş farklı videodan dünyaya sesleniyor. IŞİD’i ‘son dönemde görülen en güçlü cihat hareketi’ olarak tanımlayan Cantlie, Guantanamo mahpuslarının giydikleri turuncu gömleği ile önce yüzü izleyiciye dönük biçimde verilirken, konuşmasının orta yerinde ve kameranın açısı değişiyor ve modern belgesel ve TV mülakatlarında sıklıkla kullanılan bir teknik olarak çoklu kamera eşliğinde gönüllü veya gönülsüz bir biçimde IŞİD’e katıldığına dair bir algı yaratılmakta. Ve videonun sonunda ‘önümüzdeki programda görüşmek üzere, yayında kalın, bir yere ayrılmayın’ havasında video sonlanıyor. ‘Cihad John reality show’da mı’ yanılsamasına düşmemek mümkün değil.”<br /> <br /> Sinema ve video film tekniklerini, Batı’nın kitle iletişim araçları; You Tube, Twitter, Tumblr ve tüm sosyal medyayı başarılı kullandıklarını ve bunların günlük dağıtımı sağlandığını belirten İnceoğlu, ulusal haber kuruluşlarının kameralarının erişemediği, bu tür çatışma imgelerine ‘açlık duyan kullanıcılar ve yaygın medya kuruluşları’ için önemli bir malzeme oluşturduğunun altını çizdi. Kamuoyunun ‘seyirlik ölüm hazzı’nı tatmin ettiğini belirten İnceoğlu, Susan Sontag’un bu konu hakkındaki görüşlerine gönderme yaparak, “Savaşlarda biriken acıların farkında olmak, bu anlamıyla kurgusal bir farkındalıktır. Acı görüntüleri öncelikle bize aktarılır hiç de uzun olmayan bir zaman dilimi sonunda gözlerimizin önünden çekilir” dedi.<br /> <br /> IŞİD’e karşı direnenlerin, savaşanların (YPG, peşmerge vs.) medyada ve sosyal medyada IŞİD’den daha çok gündemleşmesinin nedeninin ise; ’daha çok kanın, daha çok ölümün’ olduğu olayların ’daha çok’ haber değeri kazanması ile doğru orantılı olup olmadığı sorusuna ise İnceoğlu, “Kapitalist ideolojinin ‘vahşet şiddet satar’ önermesinden yola çıkarsak; ‘Eğer kan varsa o zaman manşete çıkar’ özdeyişinin geçerliliğini bu örnekte görmekteyiz. Diğer nedeni kanımca işin mesaj boyutudur. Düşmanlara, kendilerine karşı direnmenin, savaşmanın bedeli ve kaçınılmaz sonucunu göstererek sindirmek, yandaşlarına da ‘bakın moralimiz ne kadar yüksek ve zafere koşuyoruz’ mesajını vermektir. ABD’nin IŞİD’e karşı operasyonlarını sertleştirmesi Amerikalı gazeteci James Foley’in infazına neden olmuştu. İçeriğini küresel ölçekte yaymak için IŞİD etiket stratejisi kullanıyor. IŞİD @ISİSMediaHub resmi twitter hesabında taraftar topluyor, moral sağlıyor hem de düşmanlarını kaçırıyor” şeklinde konuştu.<br /> <br /> İnceoğlu, örgütün sosyal medyayı kullanma yoğunluğu hakkında da şu bilgileri verdi: “Ağustos 2014’te Sosyal Medya Gözlem Platformu Recorded Future’un kurucusu Staffan Truvé ve ekibinin yaptığı araştırmada; IŞİD ile ilgili 27.000 olumlu twit atıldığı ve toplam 70.000 twitin IŞİD hakkında olduğu sonucuna varıldı. Sosyal medya propagandaları için Batılı Müslümanlar çok önemli bir hedef kitleyi oluşturuyorlar.”<br /> <br /> İnceoğlu, Twiter’ın terörist bağlantı şüphesiyle binlerce hesabı askıya aldığını ama yerine hemen yeni bir hesap yaratma konusunda uzmanlaşıldığını söyledi.<br /> <br /> <b> ‘Tanıksız savaş’</b><br /> <br /> IŞİD’in hakim olduğu yerlerde de olayları takip edebilecek hiçbir gazetecinin olmaması ve bir çok savaş bölgesinde görev almış gazetecinin oraya gitmek istememesinin ‘tanıksız savaş’ diyebileceğimiz bir duruma denk geldiğinin altını çizen incoğlu, “Gazetecileri Koruma Komitesi’nden yapılan açıklamaya göre uluslararası medya kuruluşları Suriye’deki çatışmayı haber yapmak için bölgeye gazeteci göndermiyorlar. Bu tanıksız savaş sürecinin en büyük kurbanı da habercilik. ‘Jim Foley ve diğer gazetecilerin başlarının kesilerek öldürülmeleri zaten bu çatışma bölgesine gitmek istemeyen gazetecileri bu bölgelerden daha da uzak tutuyor’ diye bir iddiada bulunmak çok da yanlış değil. Eğer CNN ve BBC için çalışmıyorsanız size hiçbir güvenlik danışmanı güvenliğiniz ile ilgili olarak ‘şunu yap bunu yapma’ diye herhangi bir öneri veya uyarıda bulunmuyor. Savaş bölgesinde gazetecilerin sağlık sigortası 2700 dolar tutarında, bu miktarı kendi cebinden karşılamak zorunda kalan gazeteciler bile var. Bilindiği gibi IŞİD, gazeteciler için Bağdadi’ye sadakat yemini etmeleri, yerel uluslararası kanalara içerik sağlanması ve denetimden geçirilmesi şartı koşuyor. Bunun yanında IŞİD’in hâkimiyetinde ki bölgede fotoğraf çekmek izne tabi ve her şeyde bilgilendirme istiyor. Aslında görüldüğü gibi değişen pek bir şey yok. IŞİD medya ofisi de, ABD medyasının I.Körfez Savaşı ve Irak’ın işgali dönemlerinde Pentagon’un ‘haber onaylatma merkezi’ üzerinden haber üretmesinden tutun da ‘iliştirilmiş gazetecilik’ gereklerini taahhüt eden bir kontrat imzalatmaya kadar varan bir dizi uygulamayı yaşama soktu” dedi.<br /> <br /> İnceoğlu şöyle devam etti: “Gazeteciler kendi araçlarını kullanamazlar, komutanlar güvenlik açısından uygun görmediklerinde yayınlarını keserler, 72 saat geçmedikçe ölen ya da yaralanan Amerikalı askerlerin adı verilemez, komutanlar operasyonların selameti açısından ambargo uygulayabilir, komutanın izni olmadıkça askeri birliklerin tam olarak nerede olduğunu yazmak ve asker sayısı vermek yasak, gazetecilerin uydu telefonu kullanmaları yasak. Özetle her iki tarafın medyası, kendi politikalarını meşrulaştırma çabası içerisinde ‘savaştaki ilk kurbanların gerçekler’ olduğunu bir kez daha gözler önüne koymuş oldu.”<br />

Kürdler için birlik değil birliktelik anlamlıdır

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/amed-burcu-bayrakl-.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/amed-burcu-bayrakl-.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a> <b>Yusuf Ziya Döğer*/</b> Varlık mücadelesinin olmazsa olmazını zihinsel dünyasında şekillendiren bir millet her durum ve şart altında galip gelir. Ancak o milletin zihinsel dünyasında varlık koşulu olarak belirlediği temel değerler üzerinde ortaklaşması zorunludur. Eğer oluşturulan zihinsel şekillenişte temel değerlerde ortaklaşma yerine kendisini merkeze alan düşünceler üzerinden önceleniyorsa çeşitli çıkmazlarla karşı karşıya kalınır. Kendisini merkeze alan değerler etrafında ortaklaşmaya çağıran anlayışlar sonuçta o millet için mağlubiyeti kaçınılmaz kılar.Dünya milletleri içerisinde var olmanın temel koşulu, o millete ait ortak değerlerin tartışmasız biçimde önceliğe alınmasıdır. Ki o milletin varlığı adına önceliğe alınması zorunlu olan değerlerin gerçekleştirilmesini sağlayacak yol ve yöntemlerin bulunması da şarttır. Varlık mücadelesi sürdüren ve varlığını gerçekleştirme problemiyle karşı karşıya olan bir milletin siyaseten geliştirdiği teorik düşüncenin temel değerlerine uygunluğu geleceğinin aydınlık olması için de yeterlidir.<br /> <br /> Bakur Kürdistan’ında varlık mücadelesi veren Kürdlerin ayrışmalarını derinleştiren ideolojik söylemlerin temel değerler olarak önerilmeye çalışılması gelecek açısından sıkıntıların artmasına hizmet etmektedir. Dünya üzerinde bir milletin varlığını garantileyen şey ideolojik ve inançsal değerlere dayandırılan yönetimsel algıdan önce onları diğerlerinden ayrıştıran ve onlara has olan niteliklerin ön plana çıkartılmasıdır.<br /> <br /> Bu gün Kürdistan’ın dört parçasında sorun olarak karşımıza çıkan temel şey ideolojik ve inançsal değerlere dayandırılan yönetimsel algının değişik kesimler tarafından öncelik olarak önerilmeye çalışılmasıdır. Ama gözden kaçırılan nokta ideolojik değerlerin Kürdleri Kürd yapan temel değer olmadığıdır. Gelinen noktada her taraftan Kürdleri sarmalayan sarmalın aşılması doğrudan doğruya birliktelik dilinin geliştirilip ve bu dilin benimsenmesiyle aşılabilir.<br /> <br /> Doğrusu ne zaman “benim partim veya örgütüm her şeyin önündedir” anlayışı yerine Kürdistan ve Kürd halkı her şeyden önce gelir anlayışına evirilebilirsek problemlerimizin önemli bir kısmını aşmış oluruz. Geçtiğimiz Kurban Bayramında Kobani saldırıları üzerinden kitleleri sivil itaatsizliğe çağıran <b> S.Demirtaş</b> elbette doğru bir eylem ve düşünce içerisindeydi. Ancak bu çağrıyı yaparken bazı kırmızıçizgiler belirlemeliydi.<br /> <br /> Örneğin ‘90’lı yıllarda yaşanan acı tecrübeleri göz önünde bulundurarak kitlelerden açıkça Kürdlerin hiçbir yapı ve örgütünün hedef alınmamasını deklere etmeliydi. Eğer bunu yapmış olsaydı yapılar içinde <b> derinlere sızmış</b> olma ihtimali olanlar bu kadar rahat hareket edemeyecekti. Ki bu süreçte yaşamlarını yitiren 40 küsur kişinin ne olursa olsun Kürd olduğunu unutmayalım. Evet, Kürdlerin sivil itaatsizlik hakkı bu aymazlık nedeniyle haksız ithamlara boğuldu. Oysa günümüz dünyasında bu hakkı doğal biçimde kullanan herkesin eylemleri etik bir değer olarak algılamaktadır.<br /> <br /> <b> Şimdi Kürdistan’da ortalama bir vatandaş üzerinden düşünelim. Eğer partilerimize ve örgütlerimize çağırma yerine bu vatandaşı Kürdlük değerine çağırırsak acaba hangi itirazla karşımıza çıkabilir. Diyebilirsiniz ki Kürdistan’ın kurulmasını da istemeyen Kürdler var. Elbette var. Ama şunu düşünelim o Kürdlerin büyük bir kesimi parti ve örgütlerin dayattığı ideolojik düşünce içerisinde kendisini tanımlayacak veri bulamadığı için olmasın mı? <br /> <br /> Sıkboğaz edercesine herkese biçmeye çalıştığımız aynı tezgâhın kaftanını giymek zorunda bırakılmış olmanın insanların bilincinde muhaliflik duygusu yaratacağını bilmek zorundayız. </b> Yüzyıldır Kürdistan halkına benzeri bir kaftanı zorla giydirme uğraşında olan TC’ne yönelik tepkinin ve muhalefetin altında yatan sebeplere odaklanıldığında bu muhaliflik duygusu ortaya çıkar. Öyleyse yapılması gereken çağrı parti, grup ve ideolojiye değil kadim bir milletin varlık değeri olan Kürdlüğe olmalıdır.<br /> <br /> <b> Bu gün Bakur Kürdistan’ında gri alan olarak adlandırılan kesim sözkonusu olan her türlü ideolojik çağrılara kulaklarını tıkamış durumdadır. İki cendere (ideolojik bakışlı Kürdlük ve Kemalist TC) arasına sıkıştırılan bu kesim halinden memnun görüntüsü vermesine rağmen içten içe de, Kürdlük değerlerini ayağa kaldırmaya çalışan Başur’u hayranlıkla seyretmektedir.<br /> <br /> Kürdistan’da Kürdlerin kurtuluşunu amaçlayan her siyasi oluşumu Kürdistan maslahatları gereği saygın ve değerli addediyorum. Bu anlamda elini taşın altına koymuş her insan ve yapıya karşı saygı ve hürmete kusur edilmemesi gerektiğine de inanıyorum. Varlık mücadelesi veren Kürdlerin geleceğini aydınlatacak her adımı değerli ve takdire şayan bir eylem olarak selamlıyorum. Ancak bu yapıların durdukları yeri tartışması gerekir. Gerçekten geleceğe yol alırken yanımızda olmasını istediklerimiz kim olmalı sorusunu sormak kaçınılmazdır. </b><br /> <br /> Öyleyse Kürdistan mücadelesinin istenilen sonuca ulaşabilmesi için ortak değerlere sığınmak ve bu değerleri güvenli liman görmek gerekiyor. Birlik zorunludur ama aynılaştıran birlik değil farklılıkları koruyan birlikteliği oluşturma zorunluluğu vardır. Bunu amaç edinerek gerçekleştirilecek her türlü birlikteliğin anlamlı olacağına inanıyorum.<br /> Siyaset toplum için hizmet üretme aracı olarak değerli bir eylemdir. Ancak siyaset arenasında var olmak için kendisini karşıt konumlandırmaya oturtarak varlık kazanmanın etik olmadığını aklıselim her insan bilir. Dolayısıyla siyasetin karşıtına yönelmesini doğal karşılamak mümkün değil, ama farklılıkların bilinciyle kendisine ait olan düşünceyi öncelemesi doğaldır.<br /> <br /> <b> Sonuç: </b><br /> <br /> Kobani’de yaşanan olumsuzlukların insanlarımız arasında oluşturduğu duygu birlikteliğini kimsenin heder etmeye hakkı yok. İdeolojik bakışımıza zemin yaratmak adına ötekileştirebileceğimiz Kürd olmadığını bilmek zorundayız. Bakur’da halkımızı sıkboğaz eden iki kutuplu (Enternasyonalist ve Ümmetçi anlayış) muktedirlik davası yerine Kürdlerin varlık mücadelesini koyduğumuz gün aydınlık sabahlara yürüyeceğimizi unutmayalım. Yani özgünlüklerini koruyarak ama Kürd halkının mili maslahatlarını öncelemelerinin iki taraf açısından da daha hayırlı olacağını belirtmekte de fayda var.<br /> <br /> <b> Son söz: </b> Hiçbirimizin partisi veya örgütü Kürdlük değerinden daha değerli ve baki olamaz. Bugün bu ideolojik bakışlarla var olabiliriz. Ama yarın bu milletin varlık mücadelesi kendisine yeni bir değer (Kürdlük) üzerinden rota çizdiğinde parti veya ideolojilerimiz anlamsızlaşacaktır…<br /> <br /> <i>*alayekiti.com/ 26.10.2014</i><br />

Doğu Ergil: Türkiye Kürt birliğinden memnun değil

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/dogu-ergil-291014.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/dogu-ergil-291014.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Siyaset Bilimci Prof. Dr. Doğu Ergil, Pêşmergenin “Türkiye sınırında” coşku ile karşılanmasına ilişkin, “Türkiye bundan memnun değil, çünkü kendisine bir ayrılık talebi olarak döneceğine inanıyor” dedi. Rudaw´ın haberi: ”Rudaw’a konuşan Prof. Dr. Doğu Ergil, Silopi, Cizre, Nusaybin, Kızıltepe yolu boyunca halkın sokağa çıkıp peşmergeyi karşılamasını, “Siyasi farklılıklara rağmen bir Kürt dayanışması gerçekleştirildi” şeklinde yorumladı. Ergil, peşmergenin Kobani’ye geçişi ile Kürtler arasında oluşan “Birliğin” devamının Irak ve Suriye’deki gelişmelere bağlı olduğunun altını çizdi.<br /> <br /> Ergil, Kobani’ye desteğin Türkiye sınırları dışında bir Kürt topluluktan yapılmasını “Kürtler, Kobani savunmasını kendi başlarına yaptıkları ve yapmak istedikleri” anlamına geldiğini ifade etti. <br /> <br /> Türkiye yönetiminin bir Kürt birliğinden memnun olmadığının altını çizen Ergil, şunları söyledi:<br /> “Kürtler arasında giderek belirginleşen bir Kürt birliğinin eninde sonunda Türkiye’ye bir ayrılık talebi olarak döneceği inancı var. Bu nedenle Türkiye buna sıcak bakmıyor. Türkiye kendi sınırları dışında bir özerk Kürt yönetiminin olmasını da istemiyor. Oluşacak bir oluşumun da Türkiye’nin güdümünde ya da kendisine yakın hissettiği, müttefik olarak gördüğü Erbil’in etkisinde olmasını istiyor.”<br /> <br /> Kürdistan Bölgesi’ne yönelik Erbil saldırıları sırasında, Türkiye’nin rehinelerden dolayı yardım etmediğini, oluşan boşluğu Tahran’ın doldurduğunu belirten Ergil, “Erbil, artık Ankara’dan çok Tahran’ın zor durumda kendisine yardım edecek bir güç olarak görüyor” dedi.“<br />

TEV-DEM ile ENKS, KCK’yi ziyaret etti

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/sanda-rojava-bi-kck-civiya.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/sanda-rojava-bi-kck-civiya.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> TEV-DEM ile ENKS üyelerinden oluşan Rojava heyeti, Qendîl dağına giderek, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nı ziyaret etti. Suriye Kürdleri Ulusal Konseyi (ENKS) ile Demokratik Toplum Hareketi (TEV-DEM) arasında Güney Kürdistan’ın Duhok kentinde varılan anlaşmanın ardından, her iki örgütten oluşan bir heyet Qendîl’e giderek, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı’nı ziyaret etti.ENKS ve TEV-DEM heyeti, KCK yetkilileri tarafından karşılandı.KCK yetkilileri, Duhok antlaşmasını önemli bulduklarını, Rojava’da Kürd birliğinin olması gerektiğini söyledi. ozgur-gundem Sitesinde yer verilen habere göre, “KCK yetkilileri, Rojava’ya ilişkin üzerlerine düşen her görevi yapmaya hazır olduklarını da vurguladı. Heyet adına yapılan konuşmada ise KCK yetkililerine teşekkür edilerek, Rojava’da Kürt birliği için herkesin çalışması gerektiğini söyledi.”

Can: Türkiye’nin baskıları sonucu Pêşmerge sayısı düşürüldü

$
0
0
<a href=http://www.kizilbayrak.net/uploads/tx_news/polat-can-ypg-AA.jpg><img src=http://www.kizilbayrak.net/uploads/tx_news/polat-can-ypg-AA.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> YPG Sözcüsü Polat Can, Kobanê´ye geçen Pêşmerge gücünün sayısının büyük bir askeri etki yaratacak boyutta olmadığını ancak takdir edilesi olduğunu söylediRadikal´den MUTLU CİVİROĞLU´nun haberi:”Peşmerge güçlerinin Kobani'ye geçişinden hemen önce Radikal'e konuşan YPG sözcüsü Polat Can, Türkiye 'nin peşmerge güçlerinin geçişini geciktirdiği ve sayılarını azalttığını öne sürdü. Can Kobani'ye geçen gücün askeri etki yaratacak boyutta olmadığını ancak takdir edilesi olduğunu belirtti. İşte Can'ın açıklamaları:<b> Son üç dört gündür IŞİD çok şiddetli bir şekilde saldırıyor, özellikle de Suruç’a açılan kapıyı almak için saldırıların sayısı arttı. Durum son olarak ne? <br /> <br /> Polat Can: </b> IŞİD üç dört gün önce bir kırılmaya uğradı ve Derezor, Rakka ve diğer taraflardan kendilerine yine yeni bir takviye, bir destek grubu geldi. Bu takviyede birkaç emir, çok sayıda yeni silah ve çok sayıda terörist vardı. Önceki çatışmalardan sonra birkaç IŞİD emiri moral kaybından dolayı geri çekilmek istedi, onların yerine yenileri geldi. Son üç gündür yoğun saldırılarının hedefi Kürdistan’ın kuzeyine, Suruç’a açılan kapıyı almaktı.Yardımlar daha önce hava yoluyla geldi fakat peşmergelerin kapıdan gelişi de gündeme düşünce, Kobanê’ye yardımın ulaşmaması için bütün güçlerini toplayıp kapıya saldırdılar. Üç gündür diğer cephelerde durup sadece doğu cephesine yoğunlaşmasına rağmen IŞİD bu saate kadar ilerleyemedi.Medyaya yansıtmak istedikleri başarıları tamamen yalan, çok sayıda kayıpları var. Bomba yüklü araçları patlatıp ilerlemek istediler fakat yapamadılar, sadece araçlardaki teröristler öldü bu patlamalarda. <br /> <br /> <b> Hava yoluyla yapılan yardımlar ve Türkiye’nin tutumundan bahsettiniz. Bu konuyu biraz açar mısınız? Sadece Kürtler değil, birçok devlet sert bir şekilde Türkiye’nin tutumunu eleştiriyor. Sizce Türkiye tam olarak ne yapmak istiyor? <br /> <br /> Polat Can: </b> Sınırı kapattılar, Amerika’nın silah ulaştırmasında sorun çıkardılar, 10 gündür peşmergenin gelişi konusunda da farklı sorunlar çıkardılar. Recep Tayyip Erdoğan, bir bakıyorsunuz Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) adına konuşuyor, sonra bir bakıyorsunuz YPG adına konuşuyor, PYD adına, peşmerge adına konuşuyor. Kim Sayın Erdoğan’ı bu güçlerin sözcüsü yaptı acaba? Kimse açıklamalarından bir şey de anlamış değil. Kendisi bir açıklama yapıyor, sonra açıklamaya karşı yine kendisi başka bir açıklama yapıyor. <br /> <br /> <b> Fakat Türkiye aynı zamanda peşmergenin geçişine de izin veriyor? <br /> <br /> Polat Can: </b> Bu geçişe izin vermesi için on günden uzun bir süredir Türkiye’nin üzerinde uluslararası büyük bir baskı var. Kobanê’deki saldırıların başladığı ilk gün Sayın Mesut Barzani peşmergenin geçişi için Türkiye’den izin istemişti. Yani bir aydan uzun bir süredir böyle bir şey var ve on günden daha uzun bir süredir peşmergeler Türkiye’nin geçişe izin vermesini bekliyor. Her defasında farklı bir sorun çıkarıldı ve peşmerge sayısı da giderek düştü, sadece 150 peşmerge gelecek. Evet, peşmerge kardeşlerimizin YPG’nin yanında yer alıp Kobanê’de savaşması takdir edilesi bir şey fakat 150 kişinin bir birlik oluşturmayacağı unutulmamalı, bu en fazla bir askeri takım olabilir. Askeri olarak çok büyük bir etkisi yok. <br /> <br /> <b> Peki, Türkiye’nin baskıları sonucu mu peşmerge sayısı düşürüldü? <br /> <br /> Polat Can: </b> Evet, Türkiye’nin baskıları sonucu peşmerge sayısı düşürüldü. Çünkü kabul edilip yola çıkmalarına kadar Türkiye birçok şart sundu. Yolu açması için birçok ülke Türkiye üzerinde baskı oluşturdu ve Amerika’da olaya müdahale etti. <br /> <br /> <b> Türkiye’nin Amerika’ya ve uluslararası güçlere karşı çıktığını söylüyorsunuz fakat öyle görülüyor ki bu karşı çıkmalar pek de etkili değil. Sizin Amerika ile ilişkileriniz devam ediyor ve büyük ülkelerin başkentlerinden YPG için olumlu kararlar çıkıyor. Yani Türkiye’nin sert bir şekilde eleştirdiğiniz politikaları aslında pek etkili olmuyor mu? <br /> <br /> Polat Can: </b> Bizim yapacağımız bazı işleri geciktiriyor bu tutum. Kolaylıkla yürütülebilecek bir şey güçlükle bitiriliyor. Savaş uzuyor, biz savaşın uzamasını istemiyoruz. Kısa bir sürede Kobanê’yi özgürleştirmek istiyoruz, insanlar evlerine dönsünler ve IŞİD’e karşı daha sağlam bir şekilde mücadele edelim istiyoruz. <br /> <br /> <b> Uzun bir süredir ÖSO ile birlikte savaşıyorsunuz. Öte yandan Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamaları vardı 1300 ÖSO üyesi Kobanê’yi gidecek diye. Nedir bu olayın aslı? <br /> <br /> Polat Can: </b> Birkaç noktada belirtmek istiyorum: Biz YPG ve ÖSO olarak Suriye’nin birer parçasıyız. Aramızda ittifak oluşturup beraber çalışıyoruz, bu bizim kendi işimiz, yani Suriye halklarının işi bu, Erdoğan’ın meselesi değil. Onun ÖSO adına konuşması doğru değil. Çünkü ÖSO onun kendi sistemi, kendi komutanları var, onlar konuşabilir kendi adlarına.Hukuki olarak da yabancı bir ülkenin cumhurbaşkanının kendi ülkesindeki rejime karşı savaşan bir ordu hakkında açıklamalar yapması, kararlar alması doğru değil.İkinci bir nokta, Kürt halkını kabul eden, Suriye’de insan hakları ve demokrasi için savaşan bir ordunun destekçisiyiz biz. Efrin’de, Halep’te, Kobanê’de ve daha birçok yerde müttefikliğimiz devam ediyor. Bildiğiniz gibi bundan iki ay önce Fırat Volkanı’nı kurmuştuk. ÖSO’nun bu grupları hâlâ Fırat Volkanı adı altında Kobanê’deler ve şehit verdiler, yaralıları var. Beraber direnmeye devam ediyoruz. Fakat Erdoğan’ın açıklamalarından sonra Halep Askeri Konseyi Başkanı Zahir Es Sakid böyle bir kuvvetlerinin olmadığını açıkladı. Hatta rejime karşı çok kuvvetli iken cephelerini, Halep’i terk edip de Kobanê’ye savaşmaya gelmeyeceklerini söylediler. ÖSO onlardan haberlerinin olmadığını söyledi. <br /> <br /> <b> Evet, açıklamasını bizler de okuduk. <br /> <br /> Polat Can: </b> Yine bahsedilen bu kişilerin hepsi bir yıldan iki yıldan uzun bir süredir Türkiye’deler. ÖSO ile hiçbir resmi, hukuki ilişkileri yok. Kimdir ÖSO üyeleri? Suriye’de olup da rejime karşı savaşanlar. ÖSO'dan olup da Türkiye’de olacaksın ve rejime karşı tek kurşun sıkmamış olacaksın, böyle olur mu? Bunu açık bir şekilde ifade ediyoruz: ÖSO ile hiçbir sorunumuz yok, kardeşiz ve demokratik bir Suriye için de mücadelemiz devam ediyor. Sadece Rojava’da değil, Suriye’nin tamamında çalışmalarımıza devam edeceğiz. ÖSO’dan olup Kobanê’nin yükünü hafifletmek isteyenler varsa da Efrîn’de, Halep’te onlarla beraber cepheler açmaya hazırız. Kobanê’nin batısında, yani Minbic, Bab ve Cerablus mıntıkasındaki cephelerde savaşırsak IŞİD’in Kobanê’deki kuvvetinin yarısı ortadan kaldırılmış oluyor. Bu şekilde Kobanê’deki YPG ve ÖSO daha iyi bir mücadele sergilerler. Zaten Serêkaniyê’de de YPG ve ÖSO grupları var, onlar da doğudan bir cephe açıp Tilebyed’e doğru gelebilirler. O zaman yükümüz hafiflemiş olur ve beraber daha iyi bir şekilde çalışabiliriz. Truva atı meselesi gibi herkes ÖSO adı altında kendi emellerini gerçekleştirmek isteyebilir fakat ben ÖSO’yum diyen herkes ÖSO değil. Bu da iyi bilinsin istiyoruz, Nusra Cephesi de uzun bir süre 'biz ÖSO’yuz' diyordu, yine bugün IŞİD’e katılan birçok grup da aynı şeyi ifade ediyordu. Fakat sonradan ÖSO olmadıkları ortaya çıktı. <br /> <br /> <b> Peki, Abdülcabbar Akidi’nin rolü ne? Erdoğan’ın bahsettiği güçlerden biri de Akidi, değil mi? <br /> <br /> Polat Can: </b> Akidi daha önce Halep Askeri Meclisi başkanıydı.Sonra Nusra Cephesi ve IŞİD ile ilişkileri oldu, bunu kendisi dile getirdi. Video kayıtları var, Kürtlere karşı büyük bir savaş yürüttü, Kürtler ondan çok rahatsız. Sonra vazifesini bırakıp Türkiye’ye geçti, bir-bir buçuk yıldan uzun bir süredir Türkiye’de, Suriye’de değil. Sonra Kürtlerle iyi ilişkiler kurmak istedi. 'Sorun değil' dedik, bizi kabul eden ve ittifak kurmak isteyen herkese kapımız açık. Bildiğiniz gibi Efrin’e gitti ve Genel Komutanımız Sipan Hemo ile görüşüp anlaşmaya vardı. Sonra da sadece şahsi olarak görüşmeye gittiğini açıkladı. Çünkü ÖSO’da herhangi bir resmi görevi yoktu. Bir süre önce Kobanê’ye de geldi, savaşmak isterseniz küçük bir grubunuz gelip bize yardım edebilir dedik. Ama gerçekten 1300 kişilik bir grup varsa Bab ve Minbic’da bir cephe açarsak daha iyi olur. Fakat şöyle bir şey de var, bugün ÖSO Halep’te yenilgiye uğruyor, ellerinde sadece bir cephe kalmış. Eğer o cephe de giderse Halep tamamıyla ÖSO’nun elinden çıkmış oluyor. Bugün ÖSO orada büyük bir mücadele veriyor, yardıma ihtiyaçları var, eğer gerçekten böyle bir güçleri varsa gitsinler orada savaşsınlar. Biz de yardım etmeye hazırız. Ama eğer niyetleri Kobanê’ye girip başka bir şey yapmaksa biz buna izin vermiyoruz. Çünkü aralarında farklı olanlar var, mesela İslami Cephe, ÖSO’dan değil. <br /> <br /> Kobanê’ye gidip YPG karşısında savaşmak istiyoruz, dediler. Bunu açık bir şekilde söylediler. Akidi ile anlaştılar bundan üç gün önce İslamı Cephe lideri Zahran Aloush YPG’ye, Kürtlere karşı savaşmak istiyoruz, dediler. Bunlar YPG’ye yardım etmeye değil, tam tersine YPG’ye karşı savaşmaya gelmek istiyorlar. <br /> <br /> Biz o kadar akılsız mıyız ki bunca şehit bunca mücadeleden sonra Serêkaniyê’yi, Efrin’i almak isteyen grupları Kobanê’ye bırakalım? Bugün kamuoyu Kobanê’yi biliyor, koalisyon Kobanê’ye değer veriyor, bunun üzerinden koalisyon güçleriyle ilişki kurmak isterlerse biz bu ilişkiyi kurmaya da hazırız. Hatta eğer gerçekten IŞİD’e ve rejime karşı savaşacaklarsa, YPG’nin yanında yer alacaklarsa bize gelen yardımları paylaşmaya da hazırız. Yani bir de rejime karşı savaşan herkesle ittifak kurabiliriz anlamı çıkarılmasın bundan. Bugün Nusra Cephesi de rejime karşı savaşıyor, ittifak kurabilir miyiz? Hayır. Sonuçta terörist bir grup ve bu şekilde başka gruplar da var. Kürtleri kabul eden, Kürtlere ihtiram gösteren bütün gruplarla iyi ilişkiler kurmaya hazırız. <br /> <br /> <b> 1 Kasım’da bütün dünyada IŞİD’i protesto etmek, Kobanê’ye destek olmak için eylemler düzenlenecek. Bu küresel eylemleri ve desteği nasıl değerlendiriyorsunuz? <br /> <br /> Polat Can: </b> Bütün savaşçılarımız, arkadaşlarımız, komutanlarımız adına Kürtlerin dostu olan, demokrat, barışçı herkesi tek tek selamlıyoruz. Çok çok teşekkür ediyoruz, bu iyiliklerini, bizimle olan kalplerini hiçbir zaman unutmayacağız. Bugün Kobanê hala iki şey sayesinde direnebiliyor: YPG ve YPJ şehitleri ve dünyanın dört bir yanından Kobanê’ye destek veren kamuoyu. Koalisyonun Kobanê’ye destek vermesi yine Kürt dostları sayesinde oldu. Tekrar teşekkür ediyoruz, barışçıl, demokrat, bilinçli eylemlerin daha da yaygınlaşmasını istiyoruz. Kobanê artık sadece Kürtlerin, Suriye’nin, Kürdistan’ın meselesi değil bütün dünyanın meselesi, barışsever ve demokrat insanların meselesi.“<br />

Kobanê´deki direniş Kürd milleti ve tüm dünya için gurur kaynağıdır

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/n-barzani-tc-ye-tesekkur-etti.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/n-barzani-tc-ye-tesekkur-etti.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kürdistan Bölgesi Başbakanı Neçirvan Barzani, Pêşmergenin Kobanê’ye geçişini sağladığı için Türkiye’ye teşekkür etti. Barzani, Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Rojava’ya yardımlarının süreceğini de ifade etti. Kürdistan Hükümeti Başbakanı Neçirvan Barzani bugün, Kürdistan’ın 4 parçasından gelen 42 siyasi partinin temsilcisiyle yaptığı görüşmede, “Kahraman Kürd savaşçıları teröre karşı savaşıyor. Kobanê´deki direniş Kürd milleti ve tüm dünya için gurur kaynağıdır” dedi.“Pêşmergenin Kobanê’ye gidişinin zafer getirmesini” dileyen Barzani Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nin Rojava’ya yönelik askeri ve insani yardımlarının süreceğini de ifade etti. <br /> <br /> Başbakan Barzani, teröristlerin Kobanê’ye yönelik saldırıları başladığından beri Kürdistan Bölgesi Başkanlığı ve Hükümeti’nin ABD ve koalisyon güçleriyle bağlantı halinde olduğunu hatırlattı.<br /> Rûdaw´in haberine göre, Neçirvan Barzani görüşmede, Pêşmergenin Kobanê’ye geçişini sağladığı için Türkiye’ye teşekkür etti.<br />

Şêx Cafer: Pêşmerge Kobanê’deki güç dengesini değiştirecek

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/seyx-cafer-291014.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/seyx-cafer-291014.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kürdistan Bölge Pêşmerge Gücü Komutanlarından Şêx Cafer, Kobanê’ye giden Pêşmergelerin kendileriyle birlikte modern silahlar götürdüklerini ve savaştaki dengeyi değiştirecek nitelikte olduklarını söyledi.Pêşmerge Güçleri’ne bağlı birliklerin Kobanê’ye geçişini BasNews’e değerlendiren Pêşmerge Güçleri Komutanlarından Şêx Cafer, bu gücün ’destek birliği’ olduğunu ve bu amaçla savaşa katılacağını söyledi.Pêşmerge birliğinin IŞİD’e karşı savaşta Kobanê’de bulunan güçlerle koordineli hareket edeceğini söyleyen Şêx Cafer, ancak özgün savaş planlarını da uygulayacaklarını aktardı.Şêx, çeşitli modern silah ve teçhizatla donatılmış Pêşmerge birliğinin özel eğitimli olduğunu ve Kobanê’deki savaşın dengesini değiştirebilecek nitelikte olduğunu belirtti.<br /> <br /> Kobanê’ye gitmesi kararlaştırılan Pêşmerge birliğinin bu gece kente ulaşması bekleniyor.<br />

Başkan Barzani: Pêşmerge savaş hukukuna bağlıdır

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/baskan-barzani-toplanti-291014.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/baskan-barzani-toplanti-291014.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesud Barzani, “IŞİD, bu savaşta hiçbir insani ve ahlaki yasaya bağlı değil ancak Pêşmerge Güçleri savaş hukukuna bağlıdır” dedi.Mesud Barzani, bugün koalisyon güçlerine bağlı ülkelerin konsolos ve temsilcileriyle bir araya geldi.Toplantıda konuşan Başkan Barzani, Pêşmergenin savaşta, insan haklarına ve sivil insanların korunmasına özen gösterdiğini, Kürdistan tarihinde Pêşmergenin, sivillere yönelik insanlık dışı hiçbir tutum ve davranışta bulunmadığını söyledi.Koalisyon güçlerinin desteğiyle Pêşmergenin önemli başarılar elde ettiğini ifade eden Başkan Barzani, “Bu başarılar IŞİD teröristlerinin Musul Ovası ve işgali altındaki bölgeleri Suriye’ye bağlama planını bozdu” dedi.<br /> <br /> Mesut Barzani, görüşmede ayrıca, “Düşmanların Pêşmerge karşısında tutunacak gücü kalmadı, bu yüzden de intihar saldırıları, mayın ve bombalı saldırılara başladı” diye belirtti.<br /> <br /> Rûdaw´ın kaydettiğine göre, Selahaddin kentinde gerçekleşen toplantıda, Kürdistan Başkanlık Divanı Başkanı Fuad Hüseyin, Pêşmerge Bakanı Mustafa Seyid Kadir ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti Sözcüsü Sefin Dizayi de hazır bulundu.<br /> <br /> <b> IŞİD Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde </b><br /> Rûdaw<br /> <br /> Öte yandan Kürdistan Bölgesi Dış ilişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, IŞİD mensuplarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde (UCM) yargılanması için Avrupa Birliği’ne başvuruda bulunduklarını belirtti.<br /> <br /> Kürdistan Bölgesi Hükümeti’nden bir heyet, geçtiğimiz günlerde IŞİD’e karşı savaşa daha fazla destek toplamak için Avrupa Birliği’nin (AB) başkenti Brüksel’e gitti.<br /> <br /> Brüksel’deki Avrupa Parlamentosu (AP) toplantılarına katılan heyet, uluslararası toplumun desteğiyle IŞİD mensuplarının Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanmasını talep etti.<br /> <br /> Rûdaw’a konuşan Kürdistan Bölgesi Dışilişkiler Sorumlusu Felah Mustafa, IŞİD’in Kürdistan’da işlediği çirkin suçların unutulmadan ve belgeler eskimeden harekete geçilmesi gerektiğini belirtti.<br /> <br /> Felah Mustafa, “Şuana kadar ulaştığımız belgeleri uluslararası mahkemeye sunacağız. Bu konuda uluslararası toplumu daha fazla bilgilendirmek ve yasal süreci başlatmak için çalışıyoruz”dedi.<br /> <br /> Rûdaw’a konuşan Avrupa Parlamentosu parlamenteri Arnaud Danjean, ABD’nin IŞİD’e karşı düzenlediği operasyonların yeterli olmadığını ifade ederek, “Ortak güvenlik politikamızın korunması için Kürdistan’a yardım etmemiz gerekiyor” ifaddesini kullandı.<br /> <br /> Rûdaw’a konuşan bir diğer parlamenter Victor Boştınaru ise, Türkiye’nin IŞİD’e karşı mücadelede sessiz kaldığını aktaran aktararak, “ Ben ve diğer parlamenterler, Türkiye’nin radikal gruplara karşı neden tavır almadığını ve IŞİD’e karşı kurulan koalisyona neden katılmadığını araştırıyoruz” şeklinde konuştu.<br /> <br /> Irak Hükümeti, 17 Temmuz 1998’de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından merkezi Lahey olmak üzere kurulan "Sürekli" çalışacak Uluslararası Ceza Mahkemesi’ni imzalamayan ülkelerden biri.<br />

HDP:Saldırıyı kınıyoruz

$
0
0
<a href=http://cdn.internethaber.com/news/648x223/52067.jpg><img src=http://cdn.internethaber.com/news/648x223/52067.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> HDP: "Diyarbakır'daki saldırıyı kınıyoruz. 29 Ekim günü Diyarbakır'da bir astsubaya yönelik saldırıyı üzüntüyle öğrendik. Bu tür saldırıları asla kabullenmediğimizi ve kınadığımızı ifade ediyoruz." HDP Merkez Yürütme Kurulu, Dîyarbekîr´de maskeli 2 kişinin silahlı saldırısı ile başından vurularak ağır yaralanan Türk astsubayı Nejdet Aydoğdu olayına ilişkin yaptığı yazılı açıklamada saldırıyı kınadıklarını belirterek, "29 Ekim günü Diyarbakır'da bir astsubaya yönelik saldırıyı üzüntüyle öğrendik. Diyarbakır'daki saldırıyı kınıyoruz. Bu tür saldırıları asla kabullenmediğimizi ve kınadığımızı ifade ediyoruz. Kendisine acil şifalar diliyoruz" denildi. <b>"KAYGI DUYMAKTA HAKLI OLDUĞUMUZU GÖSTERİYOR"</b><br /> <br /> DHA´nın haberine göre, “Yapılan açıklamada, "Son günlerdeki gelişmeler, kaygı duymakta haklı olduğumuzu gösteriyor" denilerek, "Bu tür saldırıları asla kabullenmediğimizi ve kınadığımızı ifade ediyoruz. Ne yazık ki, son günlerdeki gelişmeler, kaygı duymakta haklı olduğumuzu gösteriyor. Türkiye hızla sonu belirsiz olan bir ortama sürüklenme tehlikesini yaşıyor. Gelişmelerin, toplumsal ve politik ortamı daha fazla zedelemeden ve istenmeyen sonuçlara sürüklemeden durdurulması için HDP olarak üstümüze düşeni yapma konusunda kararlıyız. Bir kez daha herkesi sağduyuya, çözüm ve barış sürecinin gereklerini yerine getirmeye, Türkiye'yi yeniden çatışmalı bir ortama sürükleyecek tutumlardan kesinlikle uzak durmaya çağırıyoruz. Kendisine acil şifalar diliyoruz" ifadelerine yer verildi."<br />

ABD’den Pêşmerge´nin geçişine destek!

$
0
0
<a href=http://rizgari.com/images/wenenuce/psaki-erbil-kobani-benzetmesi.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/psaki-erbil-kobani-benzetmesi.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> ABD Dışişleri Sözcüsü Jen Psaki, “Pêşmerge’nin Kobanê’ye geçmesi için Türkiye’ye baskı yaptınız mı” sorusunu“,Bu son görüşmelerimizin konularından biriydi” diye yanıtladı. Psaki, Türkiye’nin IŞİD’e karşı koalisyonda rolünün arttığını da söyledi. ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Jen Psaki, Özgür Kürdistan Bölgesine bağlı Pêşmergelerin, Kobanê´de IŞİD’e karşı mücadele eden güçlere destek vermek için Rojava Bölgesine geçişlerini desteklediklerini söyledi. Düzenlediği basın toplantısında Psaki, “Bildiğiniz gibi, Türkiye ve Irak Bölgesel Kürd Yönetimi ile yakından çalışmaktayız. Pêşmergelerin, Kobanê’nin ardından uzun vadede IŞİD’i güçsüzleştirip, sonunda yok edilmesi çabalarını destekliyoruz” dedi. Psaki, Kobanê´ye geçecek Pêşmerge sayısının 160 olduğu ve bunun IŞİD ile mücadele konusunda nasıl fark yaratacağı ile ilgili soruya verdiği yanıtta, “Bu IŞİD’i güçsüzleştirme ve yok etme girişimlerinin tek ögesi değil. Son haftalarda artırdığımız hava saldırıları var ki, karadaki güçlere çok yardımcı oldu IŞİD’in geri çekilmesi için. Türkiye, mültecilerin sınırdan geçişine izin vermeyi sürdürdü. Karada başka bir ortağın olması kesinlikle önemli ve gerekli” diye konuştu. <br /> <br /> Psaki, Türkiye’nin koalisyona yalnızca askeri açıdan değil, örgütün finansal kaynaklarının kurutulması, yabancı savaşçılara karşı önlem alınması, İslam karşıtı propagandasına karşı çıkması gibi konularda sorumluluklarının arttığını belirtti.<br /> <br /> <b>“Türkiye’nin rolü arttı”</b><br /> <br /> ABD Dışişleri Bakanı Sözcüsü Psaki, Türk Başbakanı Davutoğlu'nun BBC'ye verdiği demeçte, "Koalisyon güçleri asker yollamazsa, Türkiye de yollamaz" sözleri ile ilgili olarak, "Bu Türkiye için geçerli bir mazeret mi yoksa zaten ABD'nin böyle bir beklentisi yok mu" sorusunu da yanıtladı. Psaki, şunları söyledi: "Biz öyle görmüyoruz, ilk değerlendirmenizle ilgili söylüyorum. Açıkçası, Türkiye ve bölgedeki ülkeler ile ne tür rol oynayabileceklerine ilişkin süregelmekte olan görüşmeler var. Son birkaç haftadır Türkiye'nin rolü arttı. Biliyoruz ki bu uzun vadeli bir çaba olacak.” <br />

IŞİD'in Kobanê komutanı, Çeçen gelin için arkadaşını öldürmüş!

$
0
0
<a href=http://icube.milliyet.com.tr/170x92/2014/10/30/cecenistan-in-prensesi-isid-in-gelini-4923174.Jpeg><img src=http://icube.milliyet.com.tr/170x92/2014/10/30/cecenistan-in-prensesi-isid-in-gelini-4923174.Jpeg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Çeçen lider Kadirov'un bakanının kızı olan Seda, bir IŞİD teröristi ile evlenmek için Suriye'ye gitti. İddiaya göre, IŞİD emirlerinden Ebu Ömer, Seda'nın evlendiği ve çocukluk arkadaşı olan teröristi öldürerek onu kendi eşi yaptı. Milliyet gazetesinde yer alan habere göre,“IŞİD’in Kobani’ye yönelik saldırısını komuta ettiği iddia edilen liderlerinden Gürcü Ebu Ömer el-Şişhani, uzunca bir süredir dünya basınının gündeminde yer alıyor. Ebu Ömer’in Çeçen eşi Seda Dudurkaeva ise bugüne kadar pek basına yansımayan film gibi bir hikayeye sahip... Çeçenistan lideri Ramazan Kadirov’un bakanı Asu Dudurkaev’in kızı olan genç kadın, lüks içinde korunaklı bir hayat yaşıyordu. Ancak, güzelliği ile nam salan Seda, 'radikalleşmeye' başlamıştı. Genç kadın, internet üzerinden Suriye’ye cihatçılara katılmaya giden bir Gürcü olan Hamzat ile tanıştı. Hamzat, IŞİD liderlerinden Ebu Ömer Şişhani’nin sağ koluydu. Gürcistan’ın aynı kentinde büyüyen ikili, çocukluklarında da komşuydu. Bir gün Hamzat yaralandığında, Seda onun yanına gitmeye karar verdi. Türkiye’deki aracıların yardımı ile Suriye’ye giden Seda, geri dönmeme kararı alarak Hamzat ile evlendi. Seda’nın IŞİD’e katıldığı ortaya çıkınca Kadirov, babasını ‘fanatik kızını kontrol edemediği için’ kabineden attı. Kadirov, Seda’nın geri dönmesini Çeçenistan için bir “onur meselesi” ilan etti. <br /> <br /> O sırada Hamzat’ın annesi Leila Açişvili, oğlu ile Skype üzerinden bağlantı kurmuş ve onu Suriye’de ziyaret etmek için rızasını almıştı. Çeçen yönetimi yetkilileri, Açişvili ile iletişime geçerek Suriye’ye gittiğinde Seda’yı da geri getirmesini istedi. <br /> <br /> <b>Geri dönmek istemedi</b><br /> <br /> Açişvili’nin Daily Beast sitesindeki anlatımına göre, Hamzat ve Seda oldukça yoksuldu. Ancak Açişvili’ye göre, Seda bu durumu umursamıyor ve Hamzat ile birbirlerini çok seviyor gibi görünüyorlardı. Açişvili, Seda’ya ailesinin onu çağırdığını söyleyince genç kadın, "Suriye’de özgür hissettiğini ve orada öleceğini" söyledi. <br /> <br /> <b>Arabası havaya uçtu</b><br /> <br /> Açişvili, Suriye’den Gürcistan’a döndükten 4 gün sonra Hamzat’ın ölüm haberi geldi. Hamzat öldükten sonra Seda da ailesinin yanına geri dönmeye karar verdi. Ancak Ebu Ömer buna izin vermedi ve “bir şehidin karısının yalnız bırakılamayacağını” belirterek Seda’yı kendi eşi yaptı. Ancak Ebu Ömer’in Hamzat’ı bilerek öldürdüğüne dair dedikodular yayıldı. Zira bir saldırıdan döndüğü sırada aracı havaya uçan Hamzat’ın ölümü şüpheli bulunuyor.“<br />

Peşmerge Güçleri Pirsûs´ta buluştu

$
0
0
<a href=http://www.basnews.com/img/?srchttp://rizgari.com/images/wenenuce/pesmerge-pirsus-ta-bulustu.jpg><img src=http://rizgari.com/images/wenenuce/pesmerge-pirsus-ta-bulustu.jpg align=left width=125 hspace=5 vspace=5 border=0></a><b>Rizgarî Online/</b> Kürdistan Bölgesel Yönetimi tarafından Rojava&#8217;nın Kobanê kentine gönderilen Pêşmerge grupları, Riha&#8217;nın Pirsûs ilçesinde bir araya geldi. Kürdistan Bölge Yönetimi tarafından Başkent Hêwlêr´den Kobanê&#8217;ye gönderilmek üzere hareket eden ağır silahlı Pêşmerge Güçleri, Pirsûs ilçesinin sınır hattındaki güzergahı kullanarak daha önce havayoluyla gelen grupla buluştu. BasNews´in yer verdiği habere göre,&#8220;Peşmerge Güçleri&#8217;nin konvoyu, polis ve jandarma ekiplerinin yoğun güvenlik önlemi altında Mürşitpınar Sınır Kapısı yakınlarında bekleyen grubun bulunduğu özel alana giriş yaptı.<br /> <br /> Konvoyun, işlemlerin ardından Rojava&#8217;nın Kobanê kentine geçmesi bekleniyor &#8220; <br />
Viewing all 16522 articles
Browse latest View live